unuttun mu beni?

"hatırladın mı beni?" "unuttun mu beni?"den daha beterdir.

geçenlerde, hafif rüzgarlı bir akşam vakti küçük parkta üstümüze fıs fıs su püskürterek serinletmek yerine bizi ıslatan bir bi kafede otururken sanki ilk defa duyuyormuşcasına, "unuttun mu beni" şarkısı geldi kulağıma. küçük parkta kim bilir nereden geliyordu, ama karşımda bangır bangır çalan latin-pop sanki hiç duyulmuyordu sezen aksu'yu fark ettiğimde. içimden eşlik ettim şarkıya. belki sen* de eşlik etmek istersin. ama hala söylemedin unuttun mu beni?





ALES Güncesi-1

bir kaç aydır çalışmaları daha bir ciddiye almaya başladım. ilk yakınacağım konu sınav sistemleri. öğrenciler ve öğrencileri sömüren kurumlar ve bunların sonunda liyakata dayanmayan yerleştirmelerin ön plana çıktığı pozisyonlar.
kitabı, sınav parası, dersanesi, şifresi, emanetçisine kadar ekonomik bir yapı oluştuğu için bu yapıyı eleştirmek de pek bir işe yaramıyor. yakınmalarım devam edecek, şimdilik sistem eleştirisi bu kadar.
daha klişe bir sınav görseli bulamazdım :)

bir iki tane ales sorusu çözerseniz, sınava "ben çalışmadan girdim 70-80 puan aldim yea" diyenlerin aslında yalan atmadıklarını ve o puanları almanın pek de zor olmadığın göreceksiniz. şöyle ki, ales, akademik personel seçmekten uzak, yarış atı seçmeye yönelik bir sınav. soruların çoğunu (bazı sözel bölümleri ayırmak gerek*) üniversite okumuş herkesin kolaylıkla yapabileceğine inanıyorum. kaldı ki, sayısal soruların büyük kısmı sadece işlem kalabalığı, bazılarına göre ise tamamen "amelelik".
ikide bir değişen sınav sistemleri her geçen sene kolaylaşıyor ve sınavların geçerlikleri azalıyor görüşündeyim. seçme sınavı olmasına rağmen bu görevini yerine getiremeyen ve büyük çoğunlukların barajı aştığı ve 10-15 puana kadar geride olan birinin eş-dost inisiyatifiyle(!) uygun yerlere "hakkaniyet" içinde yerleştirilmesine olanak sağlanıyor. ha şimdi söyle düşünüyorum, belki yanlış olduğumu gösterecek bir durumla karşılaşırım, her şey çok şeffaf olur ülkemizde o zaman lafımı geri alırım. yangından mal kaçırırcasına aceleyle açıklanan ve hemen kaldırılan listeler, üniversiteleri çalışmayan web sayfaları, alınacak kişinin boyuna posuna kadar önceden belirlenmiş olduğu ilanlar önemli ölçüde azaldığında haber verirsiniz bana. bu kadar yeter.

bunların üstüne ilaç gibi gelecek bir şarkı arası verelim

travis - my eyes




nasıl çalışıyorum ondan bahsedeyim, belki sizin de işinize yarar. nobel yayınlarından, 2007-2011 çıkmış sorular ve çözümleri kitabını aldım. 20 lira gibi bir fiyatı vardı sanırım. kitap iyi güzel ala her sorunu güzel anlatıma sahip çözümleri ve cevabı hemen altında. benim için epey sorun olmaya başladı. çıkış yolu bulamadığım sorularda gözüm yakıyor ve acayip bir güvensizlik oluşuyor kendime karşı. kitabın pek bi numarası yok, çıkmış soruları tek tek çözerim diyorsanız size göre olabilir. ama benim gibi, sınav düzeninde soru çözmeyi sevenler için hiç kullanışlı değil.

bir de yaprak testlerden aldım. ihtiyaç yayınlarının yüz küsür tane yaprak test. 10 lira civarında bir çok yayınevi versiyonunu bulabilirsiniz. eski sorulardan devşirilmiş sorulardan oluşan bu ve türevi ales-kpds kitaplarıyla dolu her yer. o yüzden orijinal şeyler pek beklemeyin. ösym'nin sorulari bile belli yıllarda kendini tekrar ediyor diyenler var. ihtiyaç'ın bir özelliği hoşuma gitti, çıkmış soruların dağılımını gösteren bir tablo ve sınav performansınızı ölçmeniz için doğru/yanlış süre tablosu vermişler. her test için ayrı bir satır koymuşlar. ben bu tabloları kendim oluşturuyordum.

nasıl çalışıyordum? yatağımın başucunda kpds ve ales kitapları duruyor sürekli. gün içinde birkaç test yatmadan önce de birkaç test çözüyorum.
öncelikle matemetikten başlamıştım ama türkçe'den de çözmeye başladım artık dengeli götürmeye çalışıyorum.

14 ağu 2011 - pazar
  • bugün yedi iklim yayınlarından ales soru bankasında köklü sayılar testlerini çözdüm.
  • sadece matematik olmaz deyip biraz moral olsun diye paragrafta anlam testini de çözdüm.
  • bir de cesur öztürk'ün ( nedense hep resul hoca diyesim var.) kitabından chapter-1'i bitirdim, bildiğin kol gibiydi, 15 yıl önce hazırlık okurken bu kadar zor değildi sanki ingilizce.
  • araya bir adet bbc belgeseli sıkıştırdım micheal mosley'in sunduğu tüm belgeseller çok güzel oluyor yine ağzım açık izledim. klasik blogger sözü verip o konuda yazacağımı söyleyeyim.
  • kenan'ın 10'uncu olduğu moto2 brno yarışını izledim, üstüne bir de rally deutschland tanıtımına baktım.
15-16 ağustos, google plus'ta angry birds ile maceralara çıktım. 35 saate yakın uyumadan film dizi, oyun, skype üzerinden dostlarla sohbet ile geçince ders çalışmayı denesem de başarılı olamadım. %90 doğru oranı ile çözdüğüm testlerde 16 sorudan 12ini boş geçerek kitaptaki en berbat testimi çıkardım. üstüne biraz daha uyudum ve ancak sahur vaktine doğru 2x2 =4 işlemini parmakla değil kafadan yapmaya başladım. Özelte, ders çalışmanız gereken zamanda ders çalışın, dinlenmeniz gereken zamanda dinlenin. her şeyi vaktinde zamanında yapın.

18 ağu 2011 perşembe
  • iki gün öncesinde edindiğim tecrübeler sayesinde uyku düzenimi dengede tutmaya çalışıyorum. yedi iklimin ales soru bankasında "bir sepet yumurtam var, altı çıktı kaç kaldı?" veya "%80lik bi kolonya var, şişenin 123/654'ünü dökersem içindeki alkol oranı kaç olur?" gibisinden uyuz soruları olsa da zevkle çözdüğüm bir kitaptı. bi gayret ve bolca gaz ile kitabı birkaç güne bitirmeyi planlıyorum.
  • kitapta önce çözümlü testlerin hepsini çözdüm tüm konulardan. hangi konuları hatırlıyorum, neleri biliyorum ölçmek istedim ve istediğimin ötesinde faydasını gördüm. olasılık sorularını 2002'de öss'ye ilk girdiğim sene de çözemiyordum, şimdi de çözemiyorum :)
  • mat1 konuları bitti, 16 soruluk testlerin ortalaması yaklaşık 15 doğru 1 yanlış=14.75 net
  • mat2 konularında henüz yeterli sayıda soru çözmedim, her konudan çözdüğüm bir test yeterli bir bilgi vermez. ama onda daha iyi olduğumu söyleyebilirim çünkü basit işlem hatalar yüzünden işlem kalabalığı olan soruları yanlış yapabiliyorum. tahminim mat2'de de 16 soruluk testlerde 15 net ortalamayı yakalayabilirim.
  • türkçe soruları evlere şenlik, burda konu sırasına göre tüm soruları çözerek ilerliyorum. her test 20 soru 4-5 testte 2-3 yanlışım çıkıyor %95 doğru yanıt oranını korumaya çalışsam da, ev ortamında konsantrasyonu bozabilecek şeyler oluyor ve üst üste soruları yanlış cevaplandırabiliyorum veya zaman kaybediyorum.
  • bu kitap bittiğinde kendime ait bir kaç "doğru-yanlış-süre" istatistiği hesaplayıp paylaşmak istiyorum.
bugün çalışmaya devam edeceğim ama onunu ayrıntıları yarın veya daha sonra. eğer buraya kadar okuduysan gerçekten azmini takdir etmem gerek. şimdi aşağıda vereceğim şarkı, benim çok sevdiğim ömer faruk tekbilek'in daha bugün keşfettiğim bir şarkısı. değerli youtuber dostum tiad. paylaşmış benim için çok değerli bu eseri sana armağan ediyorum sevgili okurum. şarkı armağan edilmesi hep garip gelir bana, neyini armağan ediyorsak, sanki ben besteledim veya icra ettim :D neyse iyi dinlemeler, yarın da beklerim bu satırların devamında görüşmek üzere.


ömer faruk tekbilek - magic of the evening