Mutsuzluk nedir?



yalnızlık, kaybetmek, parçalanmalar ve bitişlerin beraberinde getirdiği his.

***

kanıksanır fakat benimsenemez. her sabah 6'da kalkıp, bi türlü alışamamak gibi.

***

duvarlar, siyah, gökyüzü, kısa nefesler, sıkılma, ölüm gibi kelimelerin birleşiminden oluşan ruh hali.

***

endorfin salgılayamama durumudur özetle. yüksek derecede bulaşıcıdır, yalnızlığa iter, paylaşılmaz.

***

kisinin kendini ister istemez yalnizliga itmesine sebep olur..sanki icinizdeki enerji emilmiş gibidir hic bir sey yapmak istemezsiniz, kimseyi cekicek ya da kaprislerine katlanacak gucunuz yoktur.surekli dusunursunuz ama bosunadir cunku aslinda varilcak bir sonuc yoktur* ya da siz varamazsiniz

keske su anda hersey burda bitse dersiniz.

***


"cok mutsuzum" deyip ismini aninca yanaklarinizi kizartan, "cok mutsuzum" deyip de cocuklar gibi agladiginizda ise yanaklari kizarip havaya karisan, yok olup giden his.

***

hayatın üstüne üstüne gelmesidir... hayatın seninle uğraşmasıdır, adeta alay edercesine... bıkmadan, usanmadan, nedenini düşünmeden, gerekçelerinin veya silahlarının mantıklı veya mantıksız olmasına bakmadan, her türlü şekilde, her açığından, her zaman saldırmasıdır.


ve bunlara karşılık sen, düşünürsün "acaba ben ne suç işledim, ne kötülük yaptım bunları haketmek için?" diye. bir neden bulamazsın. hiç birşey çektiğin acılara denk gelebilecek kadar kötü değildir senin için. hiçbir hayat seninki kadar kötü değildir. herkes mutludur, yegane mutsuz sensindir."ama gün gelecek..." diye cümleler kurarsın mutlu olduğunu düşündüğüm hayatlar hakkında. sonra bunların da bir sebepten, belki de hiçbir sebep yokken, bozulacağını düşünürsün... umutsuzluğa kapılırsın giderek. daha da kaptırırsın sonra kendini... daha da ve daha çok...


beklersin, inandığın,sevdiğin ne varsa sarılırsın boğarcasına, tabii hayat onları da almadıysa, ayırmadıysa senden. ne yapman gerektiğini düşünürsün.sanki sorun sendeymiş, sen lanetlenmişsin gibi laneti nasıl kaldıracağını düşünürsün.ama yapılacak birşey gelmez aklına. beklersin... bütün umutsuzluğunla ve bütün umudunla beklersin sonu.aslında hiç göremeyeceğin, hiç bilemeyeceğin sonu.

çünkü hayat hep değişecektir. bir süre mutlu bir süre mutsuz olacaksın.standartının, orta yolunun olmadığını anlayacaksın büyüyünce...artık follo$ olunca yani, hayat seni kevgire çevirince,herkes gibi deliklerden oluşan bir varlık olunca...

***

cemal süreyanınn sevgiliye seslendiği ve "göster bakalım aşkını" anlamına gelen güzel şiirdeki olgu. :


kim istemez mutlu olmayı,

ama mutsuzluğa da var mısın...

***

içinde bulunduğun duruma ayak uyduramadığın zaman olduğun maymun türü.

***

içine düşüldüğü zaman sıcak bir dost eli, sevgi sözcüğü, olmadan çıkılması zor çabaladıkça daha da derine gömülünen ruh hali

***

güldüğünde bile yüzünden anlaşabilen, saklanamayan insanlık hali

***

hayat damarının tıkanması

***

insanın kendini ölesiye adadığı pek az şeyden biri.

***

uyuşturulmadan açık kalp ameliyatı olmaktır.gozlerinizin önünde kalbiniz açılır,deşilir,yerinden oynatılır ama kımıldayamassınız bıle.

***

nedeni mümkün ve muhtemel o'nsuzluktur..

***

"mutsuzluk gülümseyerek gelir

adıyla süslenmiştir" der cemal süreya. adı süslüdür hakikaten. mutluluğa yakın bir ad... kendisi bir o kadar uzak kavram.

***

uçuk virüsü gibidir. bünyeniz** zayıf düştüğü an, oranızdan buranızdan fışkırıverir.

***

umut kayması

***

varlikla yokluk, dokunmakla hissedememek arasindadir. uzanip eri$ilemediginde eri$ilipte husranla kar$ila$ildiginda cikar meydana

***

düşünmekten ve sorgulamaktan kendini alıkoyamayan kişilerin istemeyerek icra ettiği sanattır. eğer mutsuzluğun sebebi düşünme eylemi ise alışmış kişilerin kolay kolay çıkamayacağı halet i ruhiye. düşünen insan mutlu değildir görüşünü kanıksamanın en acı sonucu.

***

yaşama hevesini yitirmek, yapmak isteyip de yapamamak gülmek isteyip de gülememek, kendini yalnızlığa itmek, depresyon sebebi aynı zamanda sonucu, sonsuz bir döngü, intihar sebebi...

***

göğüs kafesinizin üzerine, neredeyse nefes alıp vermenizi engelleyecek kadar, büyük bir sıkıntı gelmiş yerleşmişse;


'anlam' ı ve 'an' ı kaybetmişseniz;


şuursuz denilebilecek şekilde gün içinde yapmanız gerekenleri yaptıktan sonra gece yorganı başınızın üzerine çekip dayanılması güç bir yalnızlık ve yorgunlukla başbaşa kalıyorsanız;


konuşulanları dinliyor, anlatıyor, iletişim kuruyor olduğunuz halde içinizdeki boşluğun doldurulamayacak şekilde genişlediğine şahit oluyorsanız;


hissettiğiniz baskın duygu.

***

üzülmekle aynı şey değildir, karıştırılmamalıdır.

***

ademoğlunun hiç hazır olmadığı bir duygu durumu.

***

bazen bir telefon sesiyle gelir. ama en kötüsü, o telefonun hiç çalmamasıyla gelendir

***

yaziya dokmek istedigin dusunceleri kafatasinin icine hapsetmek zorunda olmaktir

***

yalnızken yalnız bırakmayandır.. ve ilginçtir insanı mutlu eder bu.. cunku yalnız değilsindir

***

bir de sürekli başınızda olursa ufacık mutlulukların değerini çok daha iyi anlamanızı sağlayan, o bir kaç aylık bir sürenin hiç geçmemesini istemenize sebep olan duygu.

***

gözünden yaş akamayacak kadar içinin acıyor olması. nefes aldıkça her yerinin paramparça olması. yine içe kapanma, 'benim benden başka dostum yok' feslefesine geri dönüş. için öyle bir acıması ki, konuşmak, ağlamak, nefes almak, yaşamak istememek.

***

insan duygularında umutsuzluktan bir sonra gelen aşama.

***

bu "mut" nedir ki, yokluğu bizi böyle üzüyor? diye sözlüğü*açıp baktım. "bütün özlemlerimizin eksiksiz ve sürekli bir yolda yerine gelmesinden duyduğumuz kıvanç" imiş. artık neden "mutsuz" olduğumu daha iyi biliyorum.

***

olduğun insanla olabileceğin insan arasındaki mesafe.

***

tek taraflı bir bulaşıcılığı olduğunu düşündüğüm hissiyat. öyle ki;


bir mutsuz bir mutsuzu çeker mutsuzluğuna. lakin;


bir mutlu bir mutsuzu her zaman kendine çekemez.

***

mutsuzluk, ne değildir?

playstation oynarken yenilince hissettiğiniz şey değildir.

bilmem kaç lira maaş alıp, çoğunu içki ve sigaraya yatırırken, ay sonunda parasızlıktan dolayı hissettiğiniz şey hiç değildir.

kanka bildiklerinizin bir gün karşınıza geçip, paylaştığınız zayıflıklarınızı yüzünüze vurması değildir.

***

bir ceviz ağacıdır sanki bazen umut-suzluk çarkının beyhude parkında! hem ben bunun farkındayımdır hem de constantinopolis farkında!

***

iç içe geçmiş aynalar gibi insanın içinde kat kat artan meret.


buna bulaşınca mutluluğu aramak için ciğeri beş para etmez insanlara sığınmak da ömürden ömür alır.

***

her şey yolundayken birden insanı pençesine alıverip güzel güneşli bir günde karanlığa doğru çeken boşluktur.

***

hayallerini ertelemektir

***

en güçsüz olduğun yerde rol yapmaktır

***

masaüstünde yarattığınız bir klasördür. genele bkatığınızda kenarda köşede bir simgedir gözünüze batmaz ama "bu neydi ya?" diye çift tıkladığınızda tüm ekranı kaplar.

***

farmakolojinin gideremeyeceği birşey değildir. doktorunuza güvenin.

***

para ile satilsaydi ve hic paramiz olmadigi icin alamasaydik mesela.

***

mümkün ise fazla şımartılmadan geçiştirilmesi gereken bir ruh halidir. sonra tepenize çıkar depresyondu, panik ataktı uğraşır durursunuz

***
mutsuzluk, ne değildir?

playstation oynarken yenilince hissettiğiniz şey değildir.

bilmem kaç lira maaş alıp, çoğunu içki ve sigaraya yatırırken, ay sonunda parasızlıktan dolayı hissettiğiniz şey hiç değildir.

kanka bildiklerinizin bir gün karşınıza geçip, paylaştığınız zayıflıklarınızı yüzünüze vurması değildir.

sevdiğiniz kişinin sizi sevmediğini kurgulayıp kafayı yemek değildir.

aileniz tarafından hain evlat ökkeş ilan edilmeniz de değildir.


çözümü olan durumlar karşısında mutsuzluktan ufak bir örneklem almış, tatmışsınızdır. yaş ilerledikçe bunun dozu da artar. ama her defasında en kötüsünü yaşadığınızı sanarsınız. ama daima beterin beteri vardır. ama çözüm de vardır. en azından deneyebilirsiniz.


gün gelir illa ki o oyunu bitirirsiniz. zengin olup parayı düşünüp daralmaktan kurtulabilirsiniz. yeni sağlam dostlar edinebilirsiniz. gerçek aşkı bulabilir, anlaşılmadık şekilde aileniz gözbebeğine dönüşebilirsiniz.


ama yıllar önce yazdığınız bunalım yazıları okuyup, ardından şimdi hissettiklerinize bakıp, "hayatımda değişmeyen tek şey mutsuzluğum sanırım" sonucuna varıyorsanız, bu değişmeyecektir. mutsuzluk mutlu olmayı bilmeyenlerin tedavisi zor hastalığıdır.

***

mutsuzluk ile mutlu olmayı becerememe arasında fark vardır: mutsuzluk kimi zaman bir tercih iken, mutlu olamama bir özürdür.

Bu seçki ekşiden alintidir.

bu da anonim olsun benden duyduğunu söyleme kimseye:

Sen her gün sabah önünden otobüsle geçerken dükkanda olan, sen bir öğleden sonra inip almak istediğinde çoktan bitmiş olan kifla-baniçka'dır.
***
son olarak da:

iç evrende ışık saçan iki noktanın,
hızla küçülerek,
aniden gözden kaybolmasına,
mutsuzluk denir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder